ULUSLARARASI HAK İHLALLERİ İZLEME MERKEZİ
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM); olarak dünya üzerindeki oyunlar ve bunların deşifresi amaçlı sivil, etkin bir mücadele amaçlamaktayız. İhlallerinin sadece savaş bölgeleri ve özgürlük alanlarıyla sınırlandırılmasının büyük bir yanlışlık olduğu düşüncesi içerisinde insan yaşamının; ekonomiden siyasete, ekolojiden kültür-sanata, eğitimden tarihe kadar geniş bir alanda ihlallerle çevrilmiş olduğunu düşünüyoruz.
Düşüncemizi gerçekleştirmek ve yaşanan ihlalleri doğuran sebepleri ortadan kaldırmak için çalışmalar yapmak amacıyla, 2010 yılında İstanbul’da kurulan UHİM; çalışma alanları ile ilgili olarak düzenlediği organizasyon ve etkinliklerin yanı sıra, hazırladığı yayın ve raporlarla da bu alanda sivil ve etkin bir inisiyatifin oluşması için mücadele etmektedir.
NE?
İşgallerle, savaşlarla, darbelerle, ekonomik ambargolarla, yerel kültürleri yok edilen, tüketim toplumuna dönüştürülen, ekonomik çıkarlar uğruna ekolojik düzeni bozulan dünyamız ve tehdit altındaki geleceğimiz, özgürlükleri kısıtlanan her ülke, her coğrafya; görülmeye, hatırlanmaya, gündeme getirilmeye ve el uzatılmaya muhtaç…
Biz; bu ortamın oluşmasına sebep olan her yapı, her kurum ve her oluşumdan hesap sorulması ve onlara karşı mücadele edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
NEDEN?
Çünkü bugün tüm dünya, uluslararası hak ihlallerini, tarafsızlığı tartışmalı örgütlerin verdiği bilgilerle öğreniyor ve onların oluşturduğu gündemleri tartışıyor.
Biz yaşanan olumsuzlukların safında değil, karşısında olduğumuzu göstermek, yaptırımların vicdani alanın ötesine taşınmasına katkı sağlamak istiyoruz.
Eğer inancımız, kariyerimiz, cinsiyetimiz ya da diğer özelliklerimiz, insanlığımızın gerektirdiği temel hassasiyetlerimizin önüne geçerse, benzer sorunlar bir gün mutlaka bizi de kuşatacaktır.
Farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görüp her zaman haklı olanın yanında yer almak, haksızlık oluşturan etkenleri ortadan kaldırmak ve gücümüzün yettiği kadarını yapmak hepimizin sorumluluğudur.
Sorunların çözümüne katkı sağlayabilmek; kuşatıcı ve adilane bir yapı oluşturmak ancak haksızlıklara karşı durabilmekle mümkündür.
NASIL?
Haksızlığa karşı durmayı kendine dert edinen; sanatıyla, eğitimiyle, emeğiyle, ekonomik varlığıyla, yetenekleri ve becerileriyle buna destek vererek sahip çıkabilecek herkesle…
Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın, mensubu bulunduğumuz medeniyetin temel dinamiklerinin, köklü tarih bilincimizin, sahip olduğumuz değerlerin, bize yüklediği sorumluluğun farkında olarak...
“Yerinde gözlem”, “raporlama”, “gündeme getirme”, “deşifre etme” ve mümkün olan daha birçok araç ve yöntemi kullanarak…
Bütün bunların gerçekleşmesine katkı sağlamak için…
Haksızlıklara karşı gelin birlikte yürüyelim…