TÜRGED Muğla il şubesi kuruluş tarihi:2014
1970 yılının 7 ağustos günü, bu gün sadece üçü hayatta olan, ve dördü görme engelli, 7 kişi, tarafından;
Müzisyen Bbirsen Çetin,
Terzi Candan İpek Özkan,
İstanbul Belediyesi Mezarlıklar M üdürlüğünde Hafız Erdoğan arıt,
ev hanımı Gülizar Üzgüner,
işçi Kemal Kayahan,
gümrük komisyoncusu Mehmet Tezcan uçankardeşler,
santral memuru ve müzisyen Sedat Özkan;
görme engellilerin müzik gurupları yoluyla istihdamını sağlamak amacıyla,
Genel Merkezi, İstanbul ili,Kadıköy İlçesi, Söğütlüçeşme caddesi Serdar Han 107 Kat 5/15 adresinde;
görmezleri eğitim ve himaye cemiyeti adıyla derneğimizin kuruluşunu gerçekleştirmişlerdi.
Dernek, gerçekten de, kuruluş gayesine uygun olarak, ilk yıllarda, olabildiğince başarılı olmuş, yüzlerce insanın istihdamı sağlanmıştı.
Onlara, bu başarı, 1972 yılında, bakanlar kurulu kararıyla kamuyararına çalışma izninin verilmesini sağlamıştı.
1974 yılında Sakarya,
1990 yılında Çanakkale,
1993 yılında Ankara,
1994 yılında Gaziantep ve Kahramanmaraş,
1995 yılında Hatay,
1996 yılında Çankırı, Elazığ ve Isparta,
1997 yılında Edirne,
1998 yılında batman ve Malatya,
1999 yılında Diyarbakır,
2000 yılında Kırşehir,
2003 yılında Konya,
2006 yılında mersin,
2014 yılında Muğla
Şubeleri açılmıştır.
İlkeleri ise,
Demokrasiyi, istisnasız hakim kılmak.
Görme engellilerin ve onların temsilcilerini, görme engellilerile ilgili yapılacak düzenlemelerde söz ve karar sahibi etmek.
İnanç ve vicdan özgürlüğünü tam olarak gerçekleştirmek, bu bağlamdaki farklılıkların kendilerini ifade etmelerini sağlamak,
Ayrımcılığın son bulması için mücadele etmek.
Engelliliğin ve engellilerin bir istismar aracı haline gelmesine karşı, çıkar odaklarıyla mücadele etmek.
Hak arama mücadelelerinin zaafa uğratılmaması için, siyasi çevrelere engellilik konusuna yaklaşımları ölçüsünde yakınlık göstermek, bunun dışında ise, objektif ölçülerde mesafeli olmak.
Derneğin çeşitli siyasi etkiler ve/veya çıkarların etkisinde kalarak, gerçek sorundan kopmaması için, mümkün olabildiğince kamu kaynaklarından uzak durmak ve siyasi çevrelerden destek almamaktır.
Biliyoruz ki, görme engellilerin, dezavantajlı gurupların, ayrımcılığa uğramışların, dışlanmışların, fırsat eşitliğinden yoksun kılınmışların en büyük sermayeleri kendi aralarındaki dayanışmalarıdır.
Dayanışmayı sağlamak, ancak, örgütlenmekle, şahsi itirasları ve çıkarları, toplum çıkarlarının gerisinde tutabilmekle, mümkündür.
Ayrımcılığın yok olduğu, fırsat eşitliğinin sağlandığı, engelliliğin sorun olmaktan çıktığı güzel günler için, mücadele etmek kaçınılmaz bir zorunluluktur.