facebooktwitterpinterest

ÖZEL EMİR Anaokulu Pendik adresi, iletişim bilgileri

ÖZEL EMİR Anaokulu Pendik

Hakkında

BİZ Çocuklara zengin olmayı değil, mutlu olmayı öğretiyoruz;Herşeyin fiyatını değil değerini bilen NESİLLER YETİŞTİYORUZ....

Hikayemiz

Toplumumuzda çocuk eğitimi ve gelişmesi konusunda yapılan en önemli yanlışlardan biri de aşırı koruyucu ana baba tutumudur. Sayın Prof Üstün Dökmen hocamız bu konuya bakın nasıl dikkat çekiyor.

Siz hiç yürümeye yeni başlamış çocukların, bir basamağa ya da bir koltuğa nasıl tırmandıklarını gözlediniz mi? Uğraşa debelene bir kaç dakikalık bir gayret sonucu, yerden 15-20 cm yukarıya çıkarlar. Çıkar çıkmaz da söyle bir dikilip, muzaffer bir komutan edasıyla etraflarına bakarlar. Büyük iş başarmışlardır çünkü. Simdi size sormak istiyorum: On dört aylık bir çocuğun, kan ter içinde bir koltuğa tırmanmaya çalıştığını görürseniz, ne yaparsınız? Büyük bir ihtimalle, çocuğu sevgiyle kaldırıp koltuğun üzerine koyarsınız. (Böyle davranan çok konu komşu gördüm; ben de böyle yaparım, en azından içimden kaldırıp koymak gelir.) Az sayıdaki vatandaşımızın ve daha büyük oranda batılının ise bir yerlere tırmanmaya çalışan çocuklarına karışmadıklarını ve karışılmasından hoşlanmadıklarını gözledim. Bu gruptaki kişiler, tırmanan çocuklarına çevreden birisi yardım etmek istediğinde rahatsız oluyorlardı. "Dokunmayın kendisi çıkacak, kendisi çıkmalı" mesajını veriyorlardı. (Bati ülkelerinde yasayan herkes yukarıda belirtildiği şekilde davranmıyor olabilir. Ülkemizdeki herkes de bu konuda çocuklara yardım etmiyor olabilir; "çocuk dediğin düşe kalka büyür" sözü uyarınca bazılarımız, koltuğa tırmanan çocuklara aldırmıyor olabilirler. Fakat şöyle bir düşündüğümüzde, basamağa veya koltuğa tırmanmaya çalışan çocuğa yardım davranışı kafanızdaki "biz" imajına uygun düşüyor mu düşmüyor mu? Her halde düşüyor.)

Çocukların merdiven çıkmasına bilinçli olarak karışmayanlar muhtemelen "çocuğun egosu güçlensin" diye, "kendine güvensin" diye, seyirci kalmayı tercih ediyorlar. Yardim eden bizler ise, kendimizi sorumlu hissediyoruz; kafalarımızdaki "ana-baba" tanımı çocuklara kol kanat germemiz gerektiğini söylüyor. Bugün, "tek başına beceremez" diye basamağı tırmanmasına yardim ediyoruz; yarin okul ödevlerine yardim ediyoruz; pek çok şeyi kendi başına yapabilecek yasa geldiği halde, yemek yemesine ve tuvalet temizliğine yardim ediyoruz, lisede ÖSYS’ye başvurduğunda tercihlerini yaparken yardim ediyoruz, üniversiteyi bitirince iş bulmasına yardim ediyoruz. Çocuğun merdiven çıkmasına, "kendine olan güveni artsın" diye seyirci kalanlar, çocuklarını güçlendirmeye çalışıyorlar. Çocuğa yardim eden bizler ise çocuğu güçlendirmekten ziyade, çocuk ile aramızdaki bağı güçlendirmiş oluyoruz. Kim doğru yapıyor? Her iki taraf da. Çünkü her iki taraf da, insan ilişkilerinde sahip olduğu üslubu sergiliyor. Gerek bizlerin, gerekse batılıların tavrında, doğrular ve yanlışlar bulunabilir. Örneğin bizler koruyucu ana-babalar olarak, bağımlı, hayat boyunca birilerinin desteğine ihtiyaç duyacak bir insan yetiştiriyor olabiliriz. Çocuğuna sürekli olarak bir yetişkine davranıyormuş gibi davranan batılı ise, belki kendine güvenen ve bireyselleşmiş bir insan yetiştiriyor; fakat bu insan, yasamı boyunca ana baba çocuk ilişkisindeki sıcaklığı arayabilir, ayrıca fazlaca bireyselleşmenin bedelini, toplumda yalnızlık çekerek ödeyebilir.

O halde ne yapmalıyız? Yukarıda iki kutup halinde sergilenen ana baba tutumlarının her ikisinden vazgeçmekte, daha üst düzeyde bir etkileşime yönelmekte yarar vardır. Başka bir söyleyişle, batıdaki ana baba tavrını kopya etmeyelim; ama çocuklara aşırı karışma şeklindeki tavrımızı da sürdürmeyelim; yalnızca eksiğimizi belirleyip kendi tavrımızı geliştirelim. Belli bir olayda, çocuğumuzu hem koruyup gözetebiliriz, hem "adam" yerine koyup bireyselleşmesine izin verebiliriz, hem de onu bir çocuk olarak görüp bağrımıza basabiliriz. Örnek: Çocuğumuz hayatında ilk defa bir basamağa çıkmaya mi çalışıyor; düşecek gibi olursa tutabileceğimiz bir mesafeden izleyelim (koruyucu ana baba olmuş oluruz). Fakat çıkmasına karışmayalım (çocuğu "adam" yerine koymuş, ona güvenmiş ve kendi başına övünebileceği bir iş yapmasına izin vermiş oluyoruz). Basamağı çıkıp da sevinince çocuksu bir sevinçle katılalım, "aferin sana" diyelim, öpelim onu (çocuğa gerekli olan ana baba sıcaklığını vermiş oluruz).

Yukarıda önerdiğim davranış şeklinde, çocuğu korumak ve öpmek, ülkemiz insani için yeni bir davranış değildir. Bizler için yeni olan, çocuğa güvenip, onun bireyselleşmesine izin vermektir.

İletişim Çatışmaları ve Empati - Üstün DÖKMEN

Adres: SÜLÜNTEPE MAH. YUNUS EMRE CAD. ZÜLAL SOK . NO 3, 0034 Pendik, İstanbul
Telefon: 05445135292


ÖZEL EMİR Anaokulu Pendik'in yakınındaki benzeri yerler
İyi Dersler Okulları Pendik Kampüsü İyi Dersler Okulları Pendik Kampüsü 1 km 2018 yılında Yemek Ücret İdesi yapmadıkları için Tüketici Mahkemesine başvurmuştum on...
İyi Dersler Okulları İyi Dersler Okulları 1 km 2018 yılında Yemek Ücret İdesi yapmadıkları için Tüketici Mahkemesine başvurmuştum on...
Özel Kurtköy Sevimli Minikler Anaokulu Özel Kurtköy Sevimli Minikler Anaokulu 1 km OYUN/BİLİM/SANAT ATÖLYELERİMİZ ve UZMAN EĞİTİMCİLERİMİZ İLE ÖĞRENCİLERİMİZE KALİTELİ ...
Özel Sevgi Tomurcukları Anaokulu Özel Sevgi Tomurcukları Anaokulu 2 km İyi bir çocuk yetiştirmek hazineler dolusu servetten daha değerlidir
Özel Velibaba Sevgi Tomurcukları Anaokulu Özel Velibaba Sevgi Tomurcukları Anaokulu 2 km Burası bir okul değil cennet ,nimet benim için 2 kızım 2yıldır gidiyorlar mis gibide...
Özel Pendik TAD Anaokulu Özel Pendik TAD Anaokulu 4 km Eğitim sistemimiz atölye rotasyon sistemi ile sürdürülmektedir. 3 yaş, 4 yaş, 5 yaş v...
Pendik Taylan Anaokulu Pendik Taylan Anaokulu 5 km Veli; Sebahat Maraş Benim gibi hasta ruhlu çocuklarına düşkün varmıdır bilmem ! Oğlu...
Bu İçeriğe Yorum Yap