OKULÖNCESİ EĞİTİM
“ Eskiden anaokulu mu varmış!”
“ Kaçımız anaokuluna gitti? Hâlbuki gayet iyi öğrencilerdik…”
“ Bunlar ömür boyu öğrencilik yapacaklar, bir sene daha fazla oynasınlar. Anaokuluna gerek yok.”
“ Bir sene önceden gönderip de çocuğu ezdirmeye ne gerek var canım! Hayat onları nasılsa ezecek…”
Okul öncesi eğitimle ilgili bu ve benzeri ifadeleri etrafta çok duymaktayız.
Oysa Okulöncesi yıllarında yaşadığı ve gördüğü olaylar, çocuğun kişiliğinin temel taşlarını oluşturur.
Her çocuk,bir bireydir.
Bu dönemde, çocuğun çeşitli alanlardaki gelişimini desteklemek için, iyi bir çevre düzenlemesi yapılmalıdır. Çünkü,zekânın gelişimi üzerinde,çevresel faktörlerin etkisi azımsanmayacak ölçüdedir.
Çocuk, oynarken pek çok şeyi deneyerek öğrenir. Anaokulu da çocuk için en uygun öğrenme ortamıdır.
Konuya genel olarak bakacak olursak:
OKULÖNCESİ EĞİTİMİN TEMEL İLKELERİ
Okulöncesi dönem, hayatın temelidir.
Gelişmede özel "alıcı" dönemler vardır.
Eğitim çocuğun ihtiyaçlarına göre hazırlanır.
Gelişimin bütün yönleri birbirleri ile ilişkilidir.
Bu nedenle, eğitim çocuğun bütünlüğünü gözetir.
Çocuğun aktif katılımı ve ilgisi ön plandadır.
OKULÖNCESİ EĞİTİM İLE;
Çocuğun kendine güveni gelişir,
Kendini idare etmeyi öğrenir,
Bağımsız olmayı öğrenir ve özsaygıyı kazanır,
Mucit, girişimci, üretici ve problem çözücü olmayı öğrenir.
Kendi kişiliğini ve vücudunu tanır,
Sosyalleşir,
İlkokula uyumunu sağlayacak yetenekleri geliştirir.
OKULÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMININ GENEL ÖZELLİKLERİ
36-72 aylık çocuklara yöneliktir.
Çocuk merkezli programdır.
Hayal gücü ön plandadır.
Çocuğun çok yönlü gelişimi esastır.
Hiçbir gelişim alanı diğerinden daha iyi, ya da önemli değildir.
Konulardan önce, çocuğa kazandırılacak davranışlar esastır.
Konular amaç değil araçtır.
Bir hedef kazandırılırken farklı konular seçilebilir. Aynı konuyla farklı hedefler kazandırılırken farklı boyutta da, konular tekrar tekrar ele alınabilir.
Program, problem çözme ve oyun yöntemlerini öne çıkarır.
Günlük yaşam deneyimlerinin ve yakın çevre olanaklarının kullanılmasını teşvik eder.
Aile katılımı önemlidir.
Esnektir.
Her grup için, Türkiye'nin her yerinde uygulanabilir bir programdır.
Bireyselleştirmeye uygundur.
Özel eğitime gereksinim duyan bazı gruplarda ve kaynaştırma uygulayan okullarda da kullanılabilir.
Tüm bu açılar ve özellikler göz önüne alındığında,Okulöncesi Eğitimin önemi, daha da artmaktadır. Bu konuda önemli bir noktayı hatırlatmadan geçemeyeceğim:
Çocuklarını ilköğretime sosyal, bedensel, zihinsel açıdan gelişimlerinin alt basamağını ve ilk adımını atmış olarak hazır bir şekilde başlatmak, ya da onları Eğitimci John Lock'un dediği gibi "Tabula Rasa" (Boş Levha) olarak başlatmak...
Tercih ailelere aittir.
Ümmühan YAPAR / P.D.R.
MİSYONUMUZ,
3-6 yaş gurubundaki çocukların,bireysel gelişim farklılıklarını gözetip yönlendirerek ve geliştirerek,yaşam boyu öğrenmenin önemini kavramış,soran,araştıran,farklı bakış açılarını değerlendirebilen,düzgün Türkçe konuşabilen,özgüvenli,çağdaş ulusal ve insani değerlere sahip,üretken,mutlu ve onurlu bireyler olabilmeleri için,ilk eğitim altyapısını sağlayan,saygın ve güvenilir bir okulöncesi eğitim kurumu olmaktır.