facebooktwitterpinterest

İshak Paşa Sarayı adresi, iletişim bilgileri

Hikayemiz

Ishak Pasha Palace is a semi-ruined palace and administrative complex located in the Doğubeyazıt district of Ağrı province of eastern Turkey.The Ishak Pasha palace is an Ottoman-period palace whose construction was started in 1685 by Colak Abdi Pasha, the bey of Beyazit province, continued by his son İshak Pasha and completed by his grandson Mehmet Pasha. According to the inscription on its door, the Harem Section of the palace was completed by his grandson Ishak Pasha in 1784.The Ishak Pasha Palace is a rare example of the historical Turkish palaces.The palace was depicted on the reverse of the Turkish 100 new lira banknote of 2005-2009.Sections of the palaceThe complex consists of following sections: Exterior façades First and second courts The men's quarter The mosque The soup kitchen Bath Harem Section Hall for ceremonies and entertaintment Arch gates Panteries and ammunition room The mausoleum The bakery Dungeons central heating system The characteristic property of the palace is its combined Ottoman, Persian, and Armenian architectural style.

Adres: SELMAN, 04400 Dogubayazıt, Agri, Turkey
Telefon: +90 472 2153217



ilgili aramalar: ishak paşa sarayı efsanesi, ishak paşa sarayı nerededir, ishak paşa sarayı kısa bilgi, ishak paşa sarayı ne amaçla yapılmıştır, ishak paşa sarayı nerede, ishak paşa sarayı eski hali, ishak paşa kimdir, ishak paşa sarayı giriş ücreti
İshak Paşa Sarayı'ın yakınındaki benzeri yerler
Bazîd/Bazîdame Bazîd/Bazîdame 4 km Rûpela Bazîd'ê
Yorumlar
İshak Paşa Sarayı, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Ağrı ilinin Doğubayazıt ilçesinde yer alan tarihi bir yapıdır. 18. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu'daki hakimiyetini pekiştirmek amacıyla inşa edilmiştir. Saray, kendine özgü mimarisi, detayları ve konumuyla önemli bir kültürel ve tarihi zenginliğe sahiptir. Tarihçesi ve Mimari Özellikleri: İshak Paşa Sarayı, 1685-1785 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu Bölgesi'nde Ermenistan, İran ve Rusya sınırlarının kesiştiği stratejik bir noktada inşa edildi. Saray, başta IV. Murat dönemi sadrazamı olan İshak Paşa olmak üzere, çeşitli kaynaklarda farklı isimlerle anılan yapının inşasına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, genel olarak İshak Paşa'ya atfedilmektedir. Sarayın mimari tarzı, Selçuklu ve Osmanlı unsurlarını bünyesinde barındıran bir karışımdır. İran, Ermeni ve Osmanlı etkilerini taşıyan bu yapı, geniş bir alanı kaplar ve birçok bölümden oluşur. Ana avlu, dış avlu, haremlik, selamlık, cami ve hamam gibi bölümleri içerir. Yapının en dikkat çekici özelliklerinden biri, batı cephesinde yükselen yedi kubbeli camidir. Ayrıca, etrafı yüksek duvarlarla çevrili olan yapının etrafında savunma amaçlı kuleler de bulunmaktadır. Zengin süslemeler, oymalar ve işlemeler, İshak Paşa Sarayı'nı diğer Osmanlı saraylarından ayıran özelliklerindendir. Taş işçiliği ve detaylara verilen önem, yapıyı büyüleyici kılmaktadır. Duvarlardaki freskler, geometrik desenler ve İslam sanatının örnekleri, ziyaretçilere zengin bir görsel deneyim sunar. Tarihi Değer ve Turizm: İshak Paşa Sarayı, hem tarihi hem de kültürel olarak büyük bir değere sahiptir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu'daki varlığını yansıtan bu yapı, aynı zamanda farklı kültürlerin etkileşiminin bir örneğini sunar. Bu nedenle, hem yerli hem de yabancı turistler için popüler bir ziyaret noktasıdır. Ancak, tarihi ve kültürel mirası koruma açısından bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Yıllar içinde çeşitli nedenlerle bozulan veya tahrip olan bölümleri restore edilmiş olsa da, bazı alanlar hala restore edilmeyi beklemektedir. Sonuç olarak, İshak Paşa Sarayı, tarihi derinliği, özgün mimarisi ve kültürel zenginliği ile ziyaretçilerini büyülemeye devam eden önemli bir anıttır. Doğu Anadolu'nun tarihini ve kültürünü anlamak isteyen herkes için bu saray, benzersiz bir deneyim sunmaktadır.
Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden her taş iğne ile işlenmiş gibi. Osmanlı döneminden ayakta kalan tek saray olarak kabul ediliyor. Yapımına 1685 yılında başlanan ve 1784'te tamamlanan saray; içinde barındırdığı cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık bölümleri ile büyük bir yapı kompleksidir. Giriş 70 tl ama müze kart60tl ile giriş yapabilirsiniz. Erken saatlerde gitmeniz daha iyi oluyor öğleden sonra çok kalabalık oldu. Duvarlara isim yazan gereksiz insanlar yüzünden bazı bölümler kötü gözüküyor içerisindeki cami bölümünde halı mevcut. Gördüğüm tarihi en ihtişamlı yapılar arasında. Burayı gezdiğinizde Doğubeyazıt kent müzesini ve şeyh ahmed el hani müzesini de gezmeyi unutmayın. Üst kısımlarının yıkılmış olması sebebiyle gölgelik yapılmış ama tarihi dokuyla hiç uyumlu olmamış.
Muhteşem bir eser. Kıraç ve çorak dağların içerisinde bir görsellik ve güzellik abidesi. Kitaplarda okuduğumu yerinde görmek nasip oldu. Çok beğendim. Çevre temizliği konusu berbat. Ayrıca bazı restorasyon kusurları hemen dikkat çekiyor. Yinede insanlığın bu zarif mirasını ve kültür abidemizi ziyaret etmek gerekir.
Çağının ötesinde bir mimariye ve estetiğe sahip bir şaheser. Her bir karışı motiflerle bezenmiş bir güzellik. Ancak her yerdeki gibi burada da aşkını duvarlara kazıyan sözde romantikler, adını sağa sola yazınca marifet ettiğini sanan milli servet düşmanları duvarları yazı tahtasına çevirmişler. Örneğin muhafızlara ait bölmede 2020 yılında aşkını duvara pastel boya ile yazan bir çift var umarım mutlular!dır. Ve 2020 den beri bu duvar bu kirlilikten arındırılmamış. Saray pazartesi günleri kapalı. Öğretmen ve küçük yaş için ücretsiz. Normal giriş için ise 70 lira ücret var ve internet olmadığı için sadece nakit çalışıyor.
Harika bir Yapı. Müze kart geçerli, p.tesi kapalı, mümkünse hafta sonu gitmeyin ki rahat fotoğraf çekebilirsiniz. Restore edildikten sonra bile duvarlarına, tahta kirişlerin üzerine isim yazmak, aşkını haykırmak nedir bir bunu anlayamadım. Tarih bu yaaa, çocuklarinizin da buraları görmeye hakkı var.Ziyaret zamanıHafta sonuBekleme süresi30-60 dk.Rezervasyon önerilirHayır
Doğubayazıt ilçesine hakim bir konumda bulunuyor. Girişinden itibaren herbir köşesinde duvarlar, kapılar ve kemerlerdeki taş işçiliği gerçekten çok güzel, insan büyüleniyor. ANCAK, pekçok tarihi ve turistik mekanlarda üzülerek gördüğüm gelişmesini tamamlayamamış insanların yaptıklarını görmek beni çok üzdü. O da, insanların kendi isimlerini, sevdiklerinin isimlerini her yere yazmak. Bu ne işe yarıyor anlamıyorum. Aşkları sevgileri ölümsüzleştirmez bu davranış. Sadece görenlerin kimlere sitem ve kötü duygular besleyeceğini belirmesine yardımcı oluyor. Bu şekilde yazı çiziyle kendi insanımıza değil yurdumuza gelen turistlere de rezil oluyoruz. Elimizdeki tarihi ve kültürel değerlere sahip çıkalım ve bu konuda hassasiyet gösterelim.
Doğubayazıta gelip de burayı görmemek mümkün değil. Muhteşem bir doğaya ancak bu kadar ihtişamlı bir eser yakışırdı. Her taşında bir tarih olduğunu hissediyorsunuz. Ancak üstüne kapatılan çakma bir sistemle örtülmeye çalışılmış.
Kesinlikle görülmeye değer hemen altında kamp alanı var. Üst tarafta restorant var. Gündoğumuda ya da günbatımında gelmelisinizZiyaret zamanıHafta içiBekleme süresiEn fazla 10 dk.Rezervasyon önerilirEvet
Muhteşem.. Masal dünyasından fırlamış hissediyorsunuz. Doğubeyazıt merkez ile arası 10 dakika. İlçeye hakim bir tepeye kurulmuş. Yapımı 99 yıl sürmüş, Yahya Kemâl’in Ağrı dağı efsanesi kitabının hikayesinin geçtiği, Osmanlı mimarisinden kalan Anadolu’da günümüze ulaşabilen tek saray örneği. Söylenene göre İshak paşa ağrı dağını sevmediği için pencereleri onu görmeyecek şekilde yaptırmış. 366 odası var ve içinde 2 avlunun yanı sıra, aynı tipte yapılmış birçok oda, cami, avlu, zindan vs bulunuyor. Üst kısımda çay, kahve vs içmek için cafe var. Vakti olanlar Doğubeyazıt’a geldiğinde mutlaka görmeli . Ayrıca hemen yakının da bulunan Doğubeyazıt kalesi, Ahmed-iHani Türbesi ve doğu beyazıt kent evi ve müzesini gezebilirsiniz. İshak paşa ve diğer alanları gezmek için en az 2 saatinizi ayırmanız önerilir.
Mimarisine hayran kaldım, mükemmel bir yapı, manevi havası çok güzel, abdestli gelmekte fayda var zira içerisinde ki camii nin havası muhteşem, iki rekat namaz kılmak insana huzur veriyor, Ahmed-i Hani hazretlerinin türbesi az yukarıda , oraya gitmeyi de ihmal etmeyin. Türbenin etrafının temizliği maalesef o kadar iyi değildi, çocuk bezleri, poşet vb çöpler çoktu. Belediye bu konuda bir şeyler yapmalı.
Bu İçeriğe Yorum Yap