Bulunduğumuz çevre koşullarına gereken saygı ve titizliği gözeterek şekillendirilen otelimiz; müşterilerimizin memnuniyeti düşünülerek tasarlanmıştır.
Birçok kişinin yerini bilmediği hatta adını bile duymadığı gözlerden ırak..ama görünce gönülden ırak tutulamayan, tarihten ve doğadan yana zengin Olympos Milli Parkı sınırları içinde yer alan, Pamfilya ve Likya denizlerinin kesiştiği noktadadır. Kara ve deniz yol güzergâhından içerde, istiridyenin içindeki inci gibi saklıdır...
Saklıdır diyoruz ama, İlkçağlardan beri ünlü gezginlerin uğrak yeridir. Ünlü coğrafyacı Strabon, Kâtip Çelebi ve Evliya Çelebi misafirlerimiz arasındadır.
İsmi hakkında çeşitli rivayetler olsa da Luwi dilinden geldiği fikri kuvvetlidir. (Prof. Dr. Bilge Umar’dan alıntı) Luwi dilinde Adra kutsal annenin kocası, yani kutsal baba anlamında... Swa takısıda hisar anlamında imiş. Adra + swa / kutsal baba + hisar yani Tanrı hisarı... Bu isim zengin tarihinin yanı sıra denize bir amfi tiyatro gibi inen yeşil çam ormanlarıyla kaplı yamaçları ve masmavi deniziyle Adrasan’a yakışmaktadır. Coğrafi yapısının yarattığı mikro-klima Antalya’nın diğer bölgelerinden en az 5 derece daha serin ve daha az rutubetli dir. Akşamları deniz yüzeyi ve yamaçların tepesindeki ısı farkından dolayı oluşan bölgesel esinti “dökün” vaha etkisi yapmaktadır.
Otelimiz bu eşsiz doğa ve tarihi atmosferin içinde sırtını yeşil yamaca yaslamış ve tüm açık ve yarı açık mekânlarıyla denizi kucaklamıştır. Bulunduğumuz çevre koşullarına gereken saygıyı ve titizliği gözeterek şekillendirilen otelimiz gereksinimler, olanaklar ve kullanıcılar düşünülerek tasarlanmıştır.
Günümüzde bilhassa turizm yapılarında gözetilen simülasyonları, bir nefeste tüketilen değerleri kullanmayı tercih etmedik. İnsanların gerçek doğanın içinde, gerçek ilişkilerini yaşadığı bir dinlenme mekânı olmasını amaç edindik. Işıklar ülkesi (Likya) tanrısının (Apollo) kentine layık olmaya çalıştık.
Otelimizdeki yaşantı, geniş bir aile yazlığı tadında başlar ve sürer. Çocuklarınıza unutulmaz yaz anıları, yeni dostluklar, büyüklerimize sıkılmadan dinlenme olanağı sunar, tabii bizlere de sizleri tanıma ve sonrasında özlenen dostluklar kazandırır.
Yaşamın amacı belki güzel anılar biriktirmektir ve bizimde görevimiz bunlara zemin hazırlamaktır.