facebooktwitterpinterest

Eyüp Sultan Rahmatullahi Aleyh Camisi Ve Türbesi adresi, iletişim bilgileri

Eyüp Sultan Rahmatullahi Aleyh Camisi Ve Türbesi

Hakkında

Hz.Eyup sultan(Radiyallahu anh)islamiyet'i kabul ettiği günden sonrapeygamberinden a.s hiç ayrılmamış ve onun yaptıgı bütün
savaşlarda sancağını taşımıştı

Hikayemiz

Eyüp Sultan(Radiyallahu anh) Turbesi Ve Turbesi
adyla bilinen ünlü ve kutsal
cami'in kuzey tarafnda ve iç avlunun hemen
önündedir. istanbul'da yapılan ilk eser budur. Büyük Türk
hükümdarı Fâtih Sultan Mehmed (Rahmatullahi aleyh) tarafından, 1454-55 tarihlerinde
yaptırılmıştır.
Türbede medfun bulunan Hz. Hâlid Bin Zeyd Ebû Eyyüb
el-Ensâri(Radiyallahu anh) , Medineli'dir. Hazraç kabilesinin önemli kollarından
Neccar-Zâde Hânedan'nın reisidir. Babasının adı Zeyd (Radiyallahu anh),
annesinin adı ise Hind (Rahmatulahi aleyh)'dir. Künyesi Eba Eyyüb'dür. Hicretten
iki yıl önce Mekke'ye gelerek Hz. Muhammed (s.a.v) ile
görüşmüş ve islam'ı kabul etmiştir.
Hz. Muhammed, 622 yılında eylül ayı sonlarında
Mekke'den Medine'ye göç etmiştir. Bütün Medineliler kendisini
misaşr etmek istiyordu. Bu durumu gören Hz. Peygamber:(s.a.v)
"Devemi kendi haline bırakınız, o beni nereye götürürse ben o
hanenin misaşriyim, diyerek Kusva adındaki devesinin başını
serbest bıraktı. Deve agır agır ilerliyerek Hz. Hâlid Bin Zeyd(Radiyallahu anh)'in
hanesi önünde çöktü, bunun üzerine Hz. Peygamber(s.a.v) bu eve
misaşr oldu." Resul-i Ekrem bu evde, Mescid-i Nebi tamamlanıncaya
kadar tam yedi ay kaldı. Bu sayede Hâlid Bin Zeyd(Radiyallahu anh),
hiç bir müslümanın ulaşamadıgı mihmandarlık mertebesine
yükselmiş ve seçkin Sahabeler arasındaki yüksek yerini
almıştı.
Hz. Hâlid Bin Zeyd(Radiyallahu anh)'in evi bugün, Mescidi Nebi'nin sol
tarafında ve minarenin yanındadır. Ravza-i Mutahhara adı verilen
Hz. Peygamber(s.a.v)'in türbesi de minarenin sag tarafındadır.
Hz. Halid(Radiyallahu anh)'in evi, sonradan kubbeli halde yeniden inşa
edilmiştir. Hz. Hâlid(Radiyallahu anh), islamiyet'i kabul ettiği günden sonra
peygamberinden hiç ayrılmamış ve onun yaptıgı bütün
savaşlarda sancağını taşımıştır.
Hicretin 48, veya 49. (M. 668-69) senelerinde, islam Ordusu
kumandanı Süfyan Bin Avf(Radiyallahu anh)'ın idaresindeki ordu, istanbul'a
gelmişti. şehir muhasara edilmiş ve kuşatmanın devam
ettiği bir sırada Hâlid Bin Zeyd(Radiyallahu anh) ve Süfyan Bin Avf(Radiyallahu anh) vefat
etmişlerdi. Yaşının hayli ilerlemiş olması ve çok uzak yollar
katetmesi sihhatini bozmuş ve bir rivayete göre ishal ve bir
rivayete göre de astım hastalıgından yatağa düşmüştü.
Vefatında türbesinin bulunduğu yere defn edildi.
Büyük hükümdar Fâtih, istanbul'u muhasara ettiği sırada
muhteşem otağını, Topkapı karşısındaki Maltepe Kışlası nın
bulunduğu yerde kurmuştu. Muhasara sırasında da Hz.
Halid(Radiyallahu anh)'in mübarek kabrinin bulunmasını, kuşatmaya iştirak
eden devrin Kutbu, Akşemseddin Hz. (Rahmatullahi aleyh ) den istemişlti. Evliya
Çelebi (Rahmatullahi aleyh) bu hususta şunları anlatıyor:
"857 (1453) senesinde Hz. Fatih Sultan Mehmed Han
Gazi(Rahmatullahi aleyh), istanbul'u feth ederken 77 ermişlerin büyükleri Ebâ
Eyyüb(Radiyallahu anh)'ün kabrini aramaya koyuldular. Sonradan Akşemseddin
Hz. leri: (Rahmetullahi aleyh)
-Müjdeler olsun Beğim, Resulullahın (s.a.v) Alemdarı, Ebâ
Eyyüb Ensâri (Radiyallahu anh) burada gömülüdür, diyerek sık bir ormanlıga
girdi. Bir seccade üzerinde iki rekat namaz kılarak selam
verdikten sonra bir secde daha yapıp güya rahat uykuya dalmış
gibi kaldı. Birçokları, Efendi, Ebâ Eyyüb(Radiyallahu anh)'ün kabrini bulamadığı
için utancından uykuya vardı, dediler. Bir saat sonra
Akşemseddin Hz. leri (Rahmetullahi aleyh) seccadeden başını kaldırıp mübarek gözleri
kan çanağını andırır bir halde Fâtih (Rahmetullahi aleyh) 'e hitaben:
- Beğim, ALLAH(c.c) ın hikmeti, seccademizi tâ Ebâ Eyyüb(Radiyallahu anh)'ün
mezarı üzerine döşemişler, hemen şurayı kazsınlar, diyince
Akşemseddin (Rahmetullahi aleyh) fukarasından üç kişi Fatih (Rahmetullahi aleyh) ile beraber seccadenin
altını kazmaya başladılar. Derinliği üç ziraya varınca,
bir dört köşe yeşil somaki mermer göründü. Üzerinde küff yazı
ile: "Hazâ kabr-i Ebâ Eyyüb Ensâri" (Radiyallahu anh) diye yazılmış olduğu
görüldü. O taş kaldırıldı, içinde Ebâ Eydiye yazılmış olduğu
görüldü. O taş kaldırıldı, içinde Ebâ Ey-yüb(Radiyallahu anh)'ün vücudu safran
ile boşanmış kefen içinde ter-ü taze görüldü ki sağ ellerinde bir
tunç mühür vardı. Taş yine kapatılıp örtüldü. Bunu gören
islam askerleri toprağını tevhid ve tezkir ile doldurdular.
Sonra bütün hazır olan Müslümanlar ziyaret edip nurlu türbelerinin
temeline başladılar."
Diğer bir rivayete göre de istanbul kuşatması sırasında
Akşemseddin (Rahmetullahi aleyh) Hz. müridaniyle birlikte Okmeydanı'nda kurulan
çadırlarda kalıyorlardı. Fatih (Rahmetullahi aleyh) kendisinden Ebâ Eyyüb
Ensâri'(Radiyallahu anh) nin kabrinin yerini bulunmasını istediği zaman:
-Sultanım, ben her gece şu semte bir nûr indiğini görmekteyim,
diyerek kabrinin yerini göstermiş ve baş ve ayak
uçlarına birer çınar ağacı dikerek kabrin yerini işaretlemişti.
Fatih Sultan Mehmed(Rahmetullahi aleyh), Akşemseddin(Rahmetullahi aleyh)'i sınamak için dikilen bu
iki çınar ağacını yerlerinden çıkartarak, bugün iç avluda bulunan
sedli yere diktirmiş ve parmağındaki yüzüğü de çıkartıp
mezarın bulunduğu yere gömdürmüştü. Ertesi gün, Akşemseddin
Hz.(Rahmetullahi aleyh) geldiğinde çınar ağaçlarının bulunduğu yere
uğramadan kabrin olduğu yere gelip asa-sını mezarın ortasına
dikmişti.
Gene rivayete göre iç avludaki iki çınarın bulunduğu yüksek
yer Ebâ Eyyüb Hz. (Radiyallahu anh) nin gasledildiği yerdir. Ayak altında
kalmaması için etrafı çevrilmiş ve yükseltilmiştir.
Kuşatmanın başlarından ıstanbul'un fethine kadar cuma
namazları topluca, Eyyüp Sultan (Radiyallahu anh) Camii'nin bulunduğu yerde
kılınmıştır.

970 seferinin başlarında (Ekim-1562) istanbul'da o tarihe
kadar görülmemiş bir âfet yaşanmış ve bu sırada Halkalı'da
avlanmakta olan Kanuni Sultan Süleyman(Rahmetullahi aleyh), şorya'daki
iskender Çelebi Bahçesi'ne sığınmak zorunda kalmıştı. Burada
dahi suların çok yükselmesi ile Sultan'ın, iç oğlanlarının
birinin sırtında yüksek bir yere çıkarılması ile hayatı
kurtarılabilmiştir.
Bu sel felaketi sırasında, Edirnekapı ile Topkapı arasındaki
Bayram Paşa Vadisi, tamamen sularla dolmuş ve suyun
tazyikine dayanamayan surlar yer yer yıkılmış ve
Yenibahçe'den Langa Bostanı'na kadar ortalığı harap ve viran,
hâk ile yeksan etmiştir.
Nuh.a.s Tufanı'nı andıran bu tufan sırasında "Kağıthane
Deresi'nden beri gelip Ebâ Eyyûb Ensâri (Rahmetullahi aleyh)Kasabası'nda,
mübarek türbelerine girerek bir zira (75 ile 90 cantim) yükselmiştir.
"Suların çekilmesi bir hafta sürmüş ve geriye kalın bir
çamur tabakası bırakmıştır. (Solak-Zâde Tarihi, Haz. V. Çabuk
2/292)
Türbe ve cami 1894 depreminde zarar görmüş ve bir sene
sonra onarılmıştır.
Kaynak (Hadikat'ül-Cevami/243 ve devamı) (E. Çelebi, Haz. Z. Danışman
2/101) (R. Akakuş, Eyüp Sultan S: 85 ve devamı) (Koçu, ist Ans. 10/5465)
(H. Ayverdi, Fatih Devdi 3/355) (H. şehsüvaroğlu, Asırlar Boyunca ist S:
118-119) (C. Arseven, Türk Sanatı Tarihi S: 285) (H. Edhem, Camilerimiz S:
29) (Osmanlı Arş. Evkaf idareleri Katalogu 1/83)

Adres: eyüp merkez mahallesi, 34050 Eyüp, İstanbul


Eyüp Sultan Rahmatullahi Aleyh Camisi Ve Türbesi'nin yakınındaki benzeri yerler
Eyüp Sultan Cami Eyüp Sultan Cami 60 metre Eyüp Sultan Camii, dikdörtgen planda mihrabı çıkıntılı bir camidir. yeniden inşasının...
Eyüp Sultan Mosque Eyüp Sultan Mosque 75 metre Muazzam. Avlusu, türbesi, caminin olduğu yer hepsi bir arada. Ayrıca kadınlar için ab...
Eyüp Sultan Camii Eyüp Sultan Camii 87 metre Sabah namazı neden olmasın.
Siyer Vakfı Siyer Vakfı 289 metre Peygamber sav öğrenmek isteyenler uğrasın derim
Yorumlar
Arapların İstanbul’u kuşatması sırasında şehit olan ve İslamiyet'i ilk kabul edenlerden biri olan Hz. Eyyub El-Ensari’nin kabrinin bulunduğu yerdedir. Yapı cami, medrese, aşhane, hamam ve türbe gibi birimlerinin olduğu, büyük bir tarihi eserdir. Zaman içerisinde iyice harap olan camiyi III. Selim minareleri ve temelleri hariç tamamen yıktırmış ve yeniden yaptırmıştır. 1798’de başlayıp 2 sene süren yapım çalışmaları sonunda ise cami günümüzdeki halini almıştır . Buraya gidip huzur dolu maneviyatı hissetmelisiniz
Muazzam. Avlusu, türbesi, caminin olduğu yer hepsi bir arada. Ayrıca kadınlar için abdesthanenin bulunsa güzel düşünülmüş. Caminin içinde etekler mevcut hem yabancılar için hem namaz kılmak için çok iyi bir fikir. Bahçesinde oturup dinlenebiliyorsunuuz.Ziyaret zamanıHafta sonuBekleme süresiBeklemek gerekmiyorRezervasyon önerilirHayır
Eyüp Sultan Camii, dikdörtgen planda mihrabı çıkıntılı bir camidir. yeniden inşasının nispeten geç bir tarihe sahip olmasına rağmen, 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından yaygınlaştırılan Klasik dönem Osmanlı mimarisi tarzına hâlâ sadıktır. Özellikle Sinan'ın Azapkapı semtindeki Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi ile karşılaştırıldı, çünkü yarım kubbelerle çevrili merkezi bir kubbe ile aynı "sekizgen baldaquin" tasarımını takip ediyor.^ Ancak dekorasyonunun büyük bir kısmı, geçmeli sütunlar, oyulmuş yaprak ve kabuk şekilleri ve Osmanlı kaligrafi yazıtlarıyla çağdaş Osmanlı Barok tarzındadır. Sütunların iyon benzeri basit başlıkları vardır. Giriş kapılarının, mihrap ve minberin dalgalı süslemeleri yine Osmanlı Barok döneminin en güzel örneklerindendir. Yapı esas olarak beyaz taştan inşa edilmiş olup, bazı sütunlar pirinçle kaplanmış beyaz mermerden imal edilmiştir. Bazı dekorasyonlar ise yaldızlıdır. Caminin eski tarzda inşa edilmiş iki minaresi vardır. 1458 yılından sonra zaman zaman tamir gören caminin minarelerinin boyu önceleri kısaydı, 1733 yılında yeni uzun minareler yapıldı. 1823'te Haliç tarafındaki minare, yıldırım düşmesi sonucu hasar gördüğü için yeniden inşa edildi. Alıntı: Wikipedi
insanların kendilerine olmasa da keşke etrafa biraz saygısı olsa da temiz çoraplarla ziyarete gelseler. Turum turum ayak kokusu eşliğinde duanızı hızlandırılmış şekilde yapıp bir an önce temiz havaya ulaşmayı hedefliyorsunuz. ağaca bile dua edip el surenler var ilginç. başörtüsünü yanınızda getirmenizi öneririm hijyen açısından.Ziyaret zamanıHafta sonuBekleme süresiBeklemek gerekmiyorRezervasyon önerilirHayır
Hadikat'ül-Cevâmi'de şu açıklama bulunmaktadır: Yüce Allah' ın yardımı ile 857/1453'de Akşemseddin birlik ve himmetiyle bu güzel şehir Fâtih Sultan Mehmed Hân tarafından feth edildi. Bundan önce Emevilerden Muaviye döneminde 51 M. 671 tarihinde İstanbul'un fethi için Zeyd bin Şerecet'tin Rehâvi'nin komutanlığında bir sefer düzenlendi. Gelen ga-zilerle birlikte 33 sahabe vardı. Sekiz kişinin en büyüğü ve saygı değerlisi olan Ebu Eyyub Ensari Halid bin Zeyd bu tarihte ishalden vefat etti ve şimdiki yere defn edildi. Bu tarihten İstanbul’un fethine gelinceye kadar 806 sene geçtikten sonra İstanbul’un feth edildiği sırada eyh Akşemseddin Hazretlerinin kuvvet-i kudsiye ve kerameti ünsiyeleriyle yerini tayin eyledikleri mahall, kabr-i şerifleri olmak üzere kazılıp iki kulaç kadar inildikte bir taş çıkmıştır. Taşın üzerinde: Hazâ Kabr-i Ebi Eyyup, diye yazılı idi. Derhal bir türbe yapımına başlanmış ve hitamında bir cami'i şerif dahi ilave kılınmıştır. Halâ Eyyub Cami'i diye meşhurdur
Eyüp Sultan Camii'ne gidip, Peygamber Efendimiz'i evinde misafir eden sahabiyi görmek.. inanın insana bunun düşüncesi bile bambaşka. Gidin, görün, tekrar gidin, tekrar gidin. İnsan gidip gördükçe ayrı bir imanla doluyor. Rabb'im onların yüzü suyu hürmetine, Peygamberimizin şefaatine nail olabilmeyi ve Allah'ın rızasını kazanabilmesi nasip etsin. Başka ne denebilir bilmiyor insan...
Ziyaret edilmesi gereken uhrevi havasının hissedilmesi gereken yerlerdendir. Her sokağın karış karış gezilmesi güzel oluyor. Çocuklarla gezdik fakat bayram olduğu için teleferik kalabalıktı. Binemedik. Pierre Loti ye çıkamadık, müsait olanlar mezarlıktan çıkabilir. Lavabolar var. Çeşmeler akıyor. Otoparkta var. Etrafındaki lokantalar pahalı, biz Köfteci Ramiz de yedik. Daha uygundu.
Hafta sonu gittiğimiz daha önceden de bildiğimiz bir yerdi.Konum olarak kolay bulunabilir bir yerde çevresindeki dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz.Ama benim için en önemlisi taşıdığı manevi havasıydı diyebilirim.Çok güzel ve hzuur verici bir türbe gerçekten insanı etkileyen bir havası var.
Peygamberin ne yakın arkadaşlarından Eyüp el Ensari haz. Yanı başında yapılan mükemmel bi camii Her Pazar sabah namazına giderdik bir zamanlar. Çok manevi bi ortam olurdu. Şimdilerde biraz daha şova dönüşmüş durumda maalesef. Ama yine de gitmek lazım. Böyle camilerin kıymetini bilmek lazım.
Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el ensari ra. Hz. İstanbul'u fethetmeye geldiğinde 80 küsür yaşındaydı. Onun isteği hz. Muhammed Mustafa s.a.v. iltifatina mazhar olmaktı. İstanbul'u feth eden komutan ne güzel ve ne güzel ordudur diye buyurdu habiballah. Eyup sultan at üstünde gelirken hastalandi ve şehid oldu. Gizli bir defin yapıldı çünkü bizanslilar mezara zarar verebilirlerdi. Söylenir ki ilk gece bir nur yükseldi kabrinden ve bunu gören bizanslilar gelip dua ettiler. İşte böyle büyük bir manevi sultan Hz. Resulallah onun evinde misafir kaldılar 9 ay boyunca. İstanbul'un kalbi. Sultanlar burada kılıç kuşandilar, sultan oldular manevi sultanın huzurunda.
Bu İçeriğe Yorum Yap