facebooktwitterpinterest

Eyüp Sultan adresi, iletişim bilgileri

Eyüp Sultan

Hakkında

Eyüp sultan der ki;
sabır ile bulan sarayda güler
günü cehennem olsa cenneti kabri olur
http://hazretieyupsultan.com/index.htm

Hikayemiz

Eyüp İlçesi Tarihi

1. Bizans Döneminde Eyüp.
M.S. 395'te Doğu Roma İmparatorluğu’ nun başkenti ilan edilen Konstantinapolis 5. yüzyılda nüfusu ve üstlendiği roller nedeniyle önemli bir kent olmuştur. Bu dönemde birinci kuşak surlar (Septimus - Severus Surları) aşılmış, kent batıda yayılarak Theodosios Surları’na dayanmıştır. Bu gelişim sürecinde kentin eski çekirdeğinden kara surlarının önemli giriş kapılarına yönelen iki ana eksen (Mese Yolu) ortaya çıkmıştır. Bunlardan Marmara Denizi kıyılarına paralel olan Zafer Yolu 6. yüzyılda Akdeniz Havzası’nın başkenti olan İstanbul’da imparatorun kente girdiği anıtsal tören kapısını da içeren önemli ve simgesel bir arterdir. Kuzeyden, İstanbul’un ilginç topoğrafyasını oluşturan tepeleri birleştirerek sur dışına çıkan aks ise, Eyüp’ün bu eski dünya kenti ile ilişkilerini açıklayabilmek bakımından, bu bahiste daha da önem kazanmaktadır.
6. ve 7. yüzyıllar Konstantinapolis’in Haliç’in kuzeyindeki Sycae ticaret kolonisi ve surdışı ile ilişkiler geliştirmeye başladığı dönemdir. Ayvansaray’da surların hemen dışında 6. yüzyılda Justinianos zamanında Meryem’e ithaf edilen büyük kilise yapılmıştır. Aynı dönemde Eyüp’te Aziz Kosmos ve Damianos adlarına adanmış bir manastır mevcuttur. Kydaro (bugünkü Alibey) ve Barbyzes ( bugünkü Kağıthane ) derelerinin Haliç’e döküldükleri yerin batısında bugünkü Eyüp’ün kurulduğu arazinin dik bir yamaç halinde suya indiği yerde II. Theodosios zamanında kurulan manastırdan ve çevrenin görünümünden dolayı buraya Kosmidion (Yeşil) denilmiştir. Yerleşme bu ziyaretgah çevresinde oluşmuştur. Kuruluşu İ.S. 5. yüzyıl ortalarına uzanan yerleşme, çevredeki dini yapılar nedeniyle, kutsal bir şifa merkezi olarak tanınmıştır. Bu dönemde Eyüp’ün bulunduğu alan, Haliç’in diğer sahilleri gibi, zengin ve yoğun bir bitki örtüsüyle kaplı olduğundan ve civardaki ormanlarda av hayvanları yaşadığından imparatorlar tarafından av sahası ve sayfiye yeri olarak da kullanılmıştır.
2.Osmanlı Döneminde Eyüp
2.1 15. ve 16. Yüzyıllar
Osmanlı kentleri, eski Yunan ve Roma kentleri gibi, planlı olarak gelişen ve ibadet, yönetim, ticaret mekanlarını içeren bir çekirdek çevresinde oluşmuştur. 1453 yılında Osmanlı topraklarına katılan İstanbul, imparatorluğun genişleyen toprakları ve Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikaları koşutunda, Bizans’ın son dönemlerinde yitirdiği canlılığına kavuşmuştur. İstanbul bu dönemde devletin gücünü simgeleyen ve imparatorluğun tüm yükünü çekebilecek bir dünya kenti olabilmesi için örgütlenmiştir.
Bu örgütlenme başkentteki yönetim, hizmet üretimi (zanaat ürünleri üretim ve dağıtımı) ile savaş ekonomisi ürünleri üretimi (tophane, baruthane, tersane, vb.) tesisleri ile hem Suriçi’nde hem de Haliç’in iki yakasında fizik mekana yansımıştır: Saray, Bedesten ve çevresinde Kapalıçarşı, Haliç’teki liman çevresinde kapanlar ile Haliç’in kuzeyinde Galata komşuluğunda Tophane ve Kasımpaşa’da tersane gibi ilk sanayi tesisleri bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bu yönetimsel ve ekonomik örgütlenmede rol alan nüfus Suriçi’nde ve söz konusu tesislerin yakın çevresinde iskan edilmiştir. Bu yerleşmenin dışa vurumu ise özellikle Bizans kentinin Ayasofya’nın konumlandığı odağından başlayıp, kuzeybatıya yönelen kutsal aks üzerinde kurulan Sultan camileri ve külliyelerdir.
Bu çerçevede Eyüp’ün rolü fetih sırasında Hz. Muhammed’in sahabelerinden Ebu Eyyub’a (Eyüp Sultan) ait olduğuna inanılan mezarın bulunmasıyla başlar. Bu mezar üzerine Fatih tarafından yaptırılan türbenin, yanında İstanbul’un ilk sultan camii ve külliyesi (medrese, kütüphane, imaret, çifte hamam) inşa edilmiştir. Bu külliye bugünkü Eyüp yerleşmesinin çekirdeğini oluşturmuş, çevresinde Bursa’dan gelen göçmenlerin ve yörüklerin iskanı ile yerleşme gelişmiş ve İstanbul’un kalabalık nüfusunun besin ihtiyacının karşılanmasında burada yer alan tarım alanları ve meralardan yararlanılmıştır.
Kuşatma sırasında İstanbul çevresinde Boğaziçi’nin Rumeli kıyılarından Karadeniz ve Eyüp çevresine kadar uzanan bölgede 160 kadar köy nüfusunu kaybetmiş olduğundan ve o zamanki koşullarda bu köylerdeki üretim, kentin beslenmesi bakımından, önem taşıdığından bu köylerin nüfuslandırılması önemli bir politikadır.
Eyüp’ün Eyüp Sultan ile başlayan manevi sembolizmi Osmanlı İmparatorluğu’nun sultanlarının halife olarak İslam dünyasının dini temsilcisi sıfatına erişmesi, bunun gereği olarak Hz. Peygamber’e ait kutsal emanetlerin de Eyüp’e taşınması ile yükselecektir. Bu dönemde Eyüp, Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra en kutsal 4. İslam ziyaretgahı haline gelecek, tarikatlara ait tekkeleri, ileri gelen bilgin ve saray mensubuna ait türbeler ve kabristanlarla büyüyecektir. Bu nedenlerle, Eyüp’ün Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişme dönemindeki rollerinden biri de devletin halkla ilişkiye geçtiği ideolojik ve simgesel tahta oturma (cülus), bağlılık yemini (biat), kılıç kuşanma törenlerinde, sünnet, doğum ve zafer kutlamalarında odak olmasıdır. Tören, Eyüp ve Saray arasında Kutsal Aks ve Haliç üzerinde yapılır. Bu işlev Kutsal Aks üzerinde külliyeler çevresindeki mahallelerin ve Haliç üzerinde dinlenme işlevinin gelişmesini olduğu kadar Eyüp yerleşmesinin gelişmesini de etkilemiştir. Eyüp dinsel ve dinlenme amaçlı ziyaret ve konaklama mekanı, buna dayalı imalat ve ticaret (seramik, çanak-çömlek, oyuncak atölyeleri) işlevleri ile İstanbul’un Haliç çevresindeki mekansal yapılanmasında bir son nokta olmuştur. Fatih’in daha İstanbul’un Osmanlı - Türk Dönemi’nde kuruluş aşamasında, İstanbul’un hasları ve kadılıklarını tayin ederken İstanbul (Suriçi) ve Galata’nın yanına Eyüp’ü de katması bu yönlerin gözetilmesi sonucu olsa gerektir.
Nitekim Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kırkçeşme su yollarının yapılması gibi önemli imar etkinlikleri sonucu Eyüp’ün, Galata dışında, Kasımpaşa ile birlikte en yoğun surdışı yerleşmelerinden olduğu bu konuda yazılanlardan anlaşılmaktadır.
2.2. 17. ve 18. Yüzyıllar
16. yüzyılın sonuna kadar reayanın toprağını terk etme yasağının uygulanması ile nüfus artışı denetlenen İstanbul, bu dönemde Anadolu’da görülen isyan dalgası ve benzeri karışıklıklar nedeniyle önemli ölçüde göçe uğramıştır. 17. yüzyıl boyunca Anadolu’daki, 18. yüzyılda Rumeli’deki huzursuzluk ve aynı dönemde Avrupa ve Kırım’da toprak kayıplarının başlaması bu göçü artırmış ve konut alanlarının yoğunlaşmasına neden olmuştur.
Nüfusun yoğun olduğu mahalleler Haliç boyunca yer almıştır. Bunlar çoğunlukla Beyazıt-Edirnekapı hattının kuzeyinde Rumlar ve Museviler’in yerleştiği mahalleler ile aynı hattın güneyinde tüccarlar ve ilmiye sınıfı mensuplarının bulunduğu mahalleler, Hipodrom ile Aksaray - Yenikapı arasında orta halli ailelerin, esnaf ve zanaatkarların yerleştiği mahalleler ve Samatya - Yedikule arasında mülkiye sınıfının, Ermeni ve Musevilerin yerleştiği, sakinlerinin etnik ya da dinsel kökenlerine göre farklılaşan mahallelerdir.
Anadolu’dan göçenler dış mahallelere, kara surları yakınına, kentin henüz yerleşilmemiş bölgelerine yerleşmiş, vakıf kuruluşlarının yardımıyla yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu olgulardan Eyüp’ün etkilenmesi 18. yüzyılda Anadolu’dan kopup gelen bekar erkeklerin, yeniçerilikten ayrılmış olanların ve hatta ailelerin İstanbul’u doldurması ile ilgilidir. Bu olgu geçimini tanımlı ve yasal yollardan sağlamayan ‘marjinal’lerin kentteki sayısını artırmış, bu nedenle iş bölgelerinde bekarların yaşadığı geniş sefalet yuvalarının, Eyüp, Kasımpaşa ve Üsküdar’da ise gecekondulaşmanın ilk işaretleri görülmeye başlanmıştır. Suriçi’ndeki semtlerin önemli bölümünü yok eden yangınlar sonucu sakinlerin surdışında yer seçmesinin de bunda rolü olmalıdır.
Bilindiği gibi 1718-1730 yılları tarihimizde Lale Devri olarak nitelenir. Bu dönem yapılarının çoğunluğu kent merkezinin dışında, Kağıthane ya da Boğaziçi’ndedir. Kültürel etkinliklerin yoğunlaştığı bu dönemde, kentin dışa doğru büyümesinin de etkisiyle, Haliç’in sonlandığı yerde Kağıthane ve Eyüp mesireleri ve bunların kıyıda sonlandığı sahil saraylarıyla ün yapmıştır.
Bu dönemde Eyüp Haliç boyunca güneye doğru, bugün Haliç ile Eyüp Sultan arasında yer alan bölgede, genişlemiştir. Eyüp Sultan Camii Mahallesi’nin güneyinde Haliç boyunca yapılan Cezri Kasım Paşa ve Zal Mahmut Paşa camilerinin etrafında mahalleler oluşmuştur. Kıyıda Yavedud, Zal Paşa, Defterdar, Eyüp ve Hoca Efendi iskelelerinin varlığı bölgenin o zaman yoğun bir nüfusa sahip olduğunun göstermektedir. 1630’larda Evliya Çelebi, Haliç üzerinde Defterdar Camii’ne kadar olan bölgeyi tasvir ile düzlükteki Çömlekçiler Mahallesi’nde bağlı - bahçeli kat kat hoş manzaralı 1000 kadar evden, birçok konak ve bostanın varlığından söz etmiştir. Evliya’ya göre bu mahallede üç yüz dükkanlı çarşıdan başka iki yüz elli çanak çömlekçi dükkanı vardır. Evliya Çelebi ve Kömürcüyan’ın verdikleri bilgiye göre, çömlek fırınları ve atölyelerinde çanak-çömlek, testi, tabak, yağ, bal, şarap ve su kapları, her türlü oyuncak imalatı söz konusudur. Kömürcüyan, Eyüp’ü tasvir ederken, bahçe ve bostanları, şehzade ve sultan hanımlarına ait konakları, saraya kar sağlayan kar kuyularını özellikle belirtmiştir.
3.Cumhuriyet Döneminde Eyüp
3.1. 19. Yüzyılda ve Cumhuriyetin İlk Döneminde Eyüp
18. yüzyılda başlayan yenileşme hareketleri ve 1834 Tanzimat Fermanı bilimde, sanatta ilerleyen, sömürgeleşme ve sanayileşme ile zenginleşen ve bunu tüm dünyada hissettiren Batının etkilerinin Osmanlı ülkesinde de yaşanmaya başlanması İstanbul’un biçimlenmesini de önemli ölçüde yönlendirmiştir.
Sarayın yönetim işlevinin surdışında Beşiktaş sırtlarında, Yıldız’da ve Beşiktaş sahilinde yerleşmesi birçok işlev alanının yer seçiminde ve kentin parçaları arasında kurulan ilişkiler sisteminde en önemli paya sahiptir. Galata-Pera’nın Suriçi’ne köprülerle bağlanması, Pera’da gayrimüslim ülkelerin elçiliklerinin çevresinde yeni bir merkez gelişmesi, prestij konut bölgelerinin Beyoğlu’na ve Boğaz kıyılarına yönelmesi bu etkilenme içinde sayılabilir. Yeni ekonomik eylemlerde rol alan gayrimüslim nüfusun Haliç’in kuzeyine taşınması,

Adres: Eyüp İstanbul, 34000 İstanbul



ilgili aramalar: eyüp sultan istanbul'da nerede, Eyüp Sultan Moschee Harburg, Eyüp Sultan Türbesi, Eyüp Sultan-Moschee Istanbul, Eyüp Sultan Camii Nerede, Eyüp Sultan Camii Özellikleri, eyüp sultan'a nasıl gidilir, Eyüp Sultan hazretleri
Eyüp Sultan'ın yakınındaki benzeri yerler
Göktürk - Merkez Göktürk - Merkez 472 metre
Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Kemerburgaz Şubesi Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği ... 3 km Hiç gitmedim önünden geçiyorum sürekli minik bir mekan hemen yanında çocuk parkı var...
Lucky Dog Center Lucky Dog Center 3 km Lucky Dog Center kâr amacı gütmeyen , yardıma muhtaç köpekleri yeniden hayata kazandı...
Sultangazi Sultangazi 8 km Sultangazi İlçesi Facebook Sayfası
İHH Sultangazi Temsilciliği İHH Sultangazi Temsilciliği 8 km "İyilik Her Zaman Her Yerde" düsturu ile vakfımız sultangazi de.
Sultangazi Genç İHH Sultangazi Genç İHH 8 km "İyilik Her Zaman Her Yerde" düsturu ile vakfımız sultangazi de.
AKD Sultangazi Pirsultan Abdal Cemevi AKD Sultangazi Pirsultan Abdal Cemevi 9 km ABF Örgütleme Genel Sekreteri ve AKD Sultangazi Pirsultan Abdal Cemevi BAŞKAN ZEYNAL ...
Sultangazi Esentepe İlkokulu Sultangazi Esentepe İlkokulu 9 km Her sene her dönem 100₺ miktarında aidat adı altında öğrencilerimizi sömüren güya &qu...
IFSA LC Istanbul IFSA LC Istanbul 9 km IFSA (International Forestry Students' Association) Local Committee Uluslararası Orma...
Tav-Der Sivas Hafik Tavşanlı Köyü Yardımlaşma  Dayanışma ve Kültür Derneği Tav-Der Sivas Hafik Tavşanlı Köyü Yardımlaşm... 9 km Sivas Hafik Tavşanlı Köyü Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (TAV-DER) resmi fac...
Karizma erkek kuaförü Karizma erkek kuaförü 9 km Saat:08:00 -23:00 arası acıgız Siz değerli hal...
Kangal Dernekler Federasyonu Kangal Dernekler Federasyonu 9 km Kangal Dernekler Federasyonu Facebook Sayfası
Başakşehir Başakşehir 11 km İstanbul'un erken kentleşen ve ilçe halini alan bölgelerinden biri Bu sayfanın herhan...
Bu İçeriğe Yorum Yap