"Din, ahlâk ve sanatın özü aynıdır; saf insaniyet"
Aliya İzzetbegoviç
Somut ve maddi olan ile tatmin olmaz yüreklerimiz.
Dokunabileceğimiz, duyup, görebileceğimiz ve kokusu ile bizi varlığından haberdâr edecek bir nesne değil ruhumuz.
Kolayca anlamlandıracağımız, büsbütün kavrayacağımız ve isteğimizce yönlendirip şekillendirebileceğimiz bir yer değil dünya.
Ve insan durmaksızın bakıma muhtaç.
İnsan olarak kalmak, fıtratını muhafaza etmek ve acziyetini kabullenmek zor gelir insana.
Zor gelir ve zordur da dünyanın ayartmalarına, insanın tuhaflıklarına ve çaresizliğimize razı gelmek.
Ve razı gelmeyelim de...
Yaratılışımızda kodlanmış çözümlere kulak verelim.
Aldanmayalım, yüceliğimizi daraltan, saflığımızı bulandıran ve kendimizi anlamak ve dinlemekten uzaklaştıran dünyevileşme tuzaklarına.
Dünya bir han ve bizler garip yolcularız.
Yolculuk ahlakına, dikkatine ve yoldaşlarımızın hukukuna riayet etmeliyiz.
Vesselam derinlerde bir insanlık bilgisine ve "bilgi" ile açıklayamayacağımız, dil ile söyleyemeyeceğimiz bir metafizik ürpertiye ihtiyacımız var.
Sürekli gözetiminde olacağımız, tamiratından geçeceğimiz, varlığını asla unutturmayacak bir ürpertiye...
Ruhumuzu yüceltecek, kalbimizi ferahlatacak o hakikat nefesinin anahtarları; din, ahlâk ve sanattır.
"Saf insaniyet!"
"Sanat insanı tutkularından arındırır" diyen adamın kimliğine bakmaz, hürmet duyarız ve bu cümleyi baş tacı yaparız.
Bunca sözü etmemizin sebebi, maddeci, somut alemci ve tek dünyacı olmadığımızı söylemekle birlikte, dinden kaynaklı aşkınlık, ahlaktan beslenen toplumsal hayat kadar, sanatın kazandırdığı incelik ve derinliğe de ihtiyacımız olduğudur.
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi; Allah'a kulluğun, önüne gelene kul olmaktan kurtaran bir özgürlüğe, ahlaklı olmanın kaybettirdiğinde bile yücelttiğine ve sanatın, faydacılık ve menfaatçilik yerine içkin bir huzura götürdüğüne inanan, komplekslerden, çıkarcılıktan, nemelazımcılıktan ve kabalıktan uzak olmayı hedefleyen bir ekibin gayreti, Başkan Mehmet Sekmen ve Üst Yöneticilerin destekleriyle kurulmuş bir " insan onarım atölyesidir".
Atölyenin ilk ürünleri olarak, yontulmak ve yenilenmek üzere buradayız.
Müzik, tiyatro, sinema, şiir ve bilumum diğer ilaç ve tedavi yöntemlerine bıraktık hasta ve hassas ruhumuzu, kalbimizi.
"Ortama uymayı reddeden" bir tavırla hareket edecek, din ve ahlâk ile çelişen bir sanat fikrinden uzak duracak ama asla bu kaygılar sebebi ile de hedefimizden uzaklaşmayacak bir kararlılık ile hareket edeceğiz.
"Sanat" yitiğimizdir, bulacak ve ihya edeceğiz.
Teorileri önemsemekle birlikte, sanatın teori demek olmadığını da özgüvenle söyleyeceğiz.
Bizim, dindar insanları da sanat ile buluşturmayı hedefleyen hassasiyetlerimizi anlayabilen, saygı gösteren herkes ile ilişkiler kurmayı, işbirliği yapmayı, severek, memnuniyetle isteyecek, kabul edeceğiz.
Elbette, seçip ayıklayarak eksikliklerimizi, yanlışlarımızı söyleyip, ilkelice uyarılar yapanları dikkatlice dinleyecek ve hatalarımızı gidermeye çalışacağız.
Toptan reddetmek tercihinde bulunanları da tercihleri ile baş başa bırakacağız.
Sanatın gücünü bilen ve insanın, dünyanın güzelleşmesi için bu güçten yardım almayı şiar edinmiş bir kurumsal yapının temelini attığımızı ve her geçen gün serpilerek büyüyeceğinden emin olduğumuzu ilgili çevrelerle birlikte Erzurum kamuoyuna, muhabbetlerimizle birlikte arz ederiz.