T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olarak 16.08.1988 yılından beri hizmet vermektedir.
Devrek'in Tarihçesi
Devrek’in kısa tarihçesi: 14 yy.da İstanbul, Bolu, Gerede, Tosya, Amasya, Tokat, Sivas kervan yolunun Gerede’ den ayrılan kolu Safranbolu üzerinden Kastamonu ve Sinop’ a varıyordu. Bu kervan yolunun deniz bağlantısı ise Safranbolu- Bartın- Amasra, Devrek- Filyos güzergahından devam ediyordu. Bölge aynı zamanda Anadolu- Kefe (Kırım) deniz ticaret yolu güzergahının liman merkezi olması nedeniyle de çok önemli bir konumdaydı.
Tacirler mallarını; Devrek kervan yolunun Karadeniz’ le olan yol güzergahında olması nedeniyle uzak doğudan veya Arap Ülkelerinden Avrupa’ya, Rusya’ya veya buralardan geldikleri yerlere taşımışlardır.
Fatih Sultan Mehmet 1460-61’ de Amasra’ nın fethine giderken bu yol güzergahını kullanmıştır . Görüldüğü gibi bölge denizyolu güzergahında olması nedeniyle çok önemli ve stratejik bir konuma sahiptir.
1890 tarihli Kastamonu salnamesi “Hamidiye (Devrek) Kazası Muhallat ve Kurası “ başlıklı belge Devrek’ te; cami-i cedit, cami-i atik ve “ Ermeni mahallesiyle beraber” 3 mahalle olduğunu ve 42 hanelik Ermeni mahallesinde 392 “ Ermeni “ cemaatın yaşadığını belirmektedir..
1887 yılında,Bartın’a bağlı olan Çaycuma ile yine o zamana kadar Ereğli’ye bağlı olan Devrek ( O zamanki Devrek şimdiki Devrek’ ten biraz daha yukarıda bir yerleşim yeri. Eski kayıtların bir çoğunda” Nefs-i Yılanca” olarak geçiyor. “Nesf” Osmanlıca’da “ merkezi yerleşim yeri” olarak belirtildiğine göre muhtemelen 1500’lü yıllarda asıl yerleşim yeri burasıydı. Şu andaki Devrek’te ise ekseriyetle Hıristiyan ahali ile ticaret erbabı Müslüman ağalar- beyler ve Askeri erkan ikamet ediyordu.) birleşti ve Sultan Hamit’ in adına ithafen ”Hamidiye” kazası oldu ve Ereğli’den ayrılıp doğrudan Bolu’ya bağlandı. Yine aynı tarihli belgenin devamında o tarihlerde Devrek’te baston yapımcılığının bir meslek olduğu ve bu bastonların Devrek dışına satıldığı belirtilmektedir.