Bazen bir zaman makinesindeymiş gibi tarihin derinliklerinde yolculuk yapacaksınız, bazen de günümüze uğrayıp, geleceğe gideceksiniz.
‘’ Söz uçar yazı kalır ‘’ demiş, atalarımız. Bizde ismimizin bir nebze olsun hatırlanması için bir hayal kurmuştuk, 09 Mart Pazartesi 2015 tarihinde. O gün ‘’ DER Kİ TARİH ‘’ ismi, Murat Altın’ın önerisi ve çoğunluğun kararı ile dergimizin doğumunu müjdeliyordu. Fikirlerin döküldüğü bir ortamda, sesimizin bizden sonrakilere ulaşması için elimizden geleni yapacaktık, konuları arkadaşlarımızın ilgi duyduğu alanlara göre dağıtmaya çalıştık. Ve söz verdik kendimize, bu dergi her ne koşulda olursa olsun, çıkacak diye. Zorlu bir süreçti, ortada fikirler var fakat bu fikirlerin yazıya dökülmesi nasıl olacaktı. İlk günün hevesimi, değil mi bekleyip görmek lazımdı. Bizde öyle yaptık, içimizde yanan ateş acaba bir saman alevi miydi? Süreç uzadıkça umutlar tükeniyordu ama yine de içinde yanan ateşi korlayan ve bu işe gönülden yürek vermiş, bu inşanın temel taşlarını oluşturan değerli arkadaşların çabası, titreyen kıvılcımı, kor bir ateşe çevirmeye yetmişti. Herkesin her konuda bir önerisi elbet olur, fikirler sunarlar, konuşular. Kimi boş konuşur, kimi konuştuğunu ircaa edeceğine bile inanmaz. Biz ise boş konuşmadık, düşündük ve ircaa ettik. Elinizdeki bu güzel eser zorlu süreçlerden geçti, birçok olumsuzluğa rağmen şuan elinize kadar geldi.
