Yorumlar
Burada yemek yemedim. Fakat şans eseri denk geldiğimde chapel dikkatimi çekmişti. Burası St.Helena Chapel i. Burası İngiliz Konsolosluğu içinde, konsolosluk çalışanlarına ait bir şapel. Roma imparatoru Konstantin’in annesi Aziz Helena için 1582 yılında yaptırılmış. Dışarıdan görüldüğü gibi hiç bir eskiliği yok. Fakat içine giremedik. Büyük ihtimalle de gün içinde belli zamanlarda açıktır. Fakat bazen içinde kermesler ve sergiler yapıldığı olmuş. İçini ancak bu şekilde görebiliriz sanıyorum. Burada yapılacak olan ekinlikleri takip edeceğim. Rixos Pera’ya bağlı Chapelle ismiyle de bir restorant aynı zamanda. Bir cephesi Chapelle’in yüksek duvarlar arkasında saklanan avlusunun içinde kalıyor ve mekâna mistik bir hava katıyor. Özellikle akşam saatlerinde şapelin içi aydınlatıldığında daha etkileyici oluyor. Hesabım: @dunyamdaki_bazi_seyler
Mekan çok ferah ve ambiyans harika, garsonların ilgisi de çok iyi özellikle Gökhan bey çok ilgilendi bizimle, yemeklerini bilmiyorum tatlılarıni denedik sufle ve milföylu olan ikisini de beğenmedik, bu tatlıları çok ama çok sıradan bir yerde yeseydim fena değil diyebilirdim ama bu mekana kesinlikle yakışan tatlılar değildi
Hoş dekorlu, bahçeli bir mekan. Çeşit bol. Servis normal. Sunum normal. Lezzet normal. Fiyatlar normalden yüksek.Yiyecek: 3/5
Yıldız vermek zorunda olmak bile kötü.. Yemekler kötü Garsonlar kötü Restoran şefi kötü Bardaklar tabaklar çatallar pis Fiyatlar pahalı Gecenizin kötü geçmesini istiyorsanız tercih edebilirsiniz.
Şaşılacak derece kötü pizzalar, kirli bardaklar.. güzel olan tek şey sanırım canlı müziktiYiyecek: 1/5
Yiyecekler çok lezzetli ancak porsiyonlar ufak. Ortam çok hoş ancak müzik sesinden dolayı konuşmak mümkün değil. Fiyatlar oldukça yüksek.Yiyecek: 4/5
Rixos Pera’nin islettigi, Saint Helena’s Chapel’in direkt dibinde olan, fancy bir date mekani diye nitelendirebilecegimiz ferah bir bahce restauranti. Yaninizda hemen sapelin olmasi ve tarihi dokunun korunmus olmasi ambiyansi oldukca guzel yapiyor. Acikcasi mekanin en buyuk artisi da sahip oldugu bu ambiyans. Hava karardiktan sonra da sapelin camindaki vitrayi icerdeki isik aydinlattigi icin de ortaya hos bir goruntu cikiyor. Onceki yorumlarda calisanlara elestiriler olmus ama bizimle ilgilenen arkadaslar gayet kibar ve yardimci olma odaklilardi. Sarap menuleri genis ancak bazilari bitmisti. Biz bir sise smyrna shiraz petit verdot ve margherita pizza denedik. Ikisinin ucreti toplam 578 tlydi. Pizza tabi ki sehrin en iyi pizzalarindan biri degil benim icin ama oldukca lezzetliydi. Zaten bence restaurantin amaci da bir urunle one cikmaktansa, bu guzel ambiyansin icerisinde her sunulan urunde ortalamanin ustunde bir lezzet ve kalite sunarak keyifli vakit gecirmenizi saglamak. Havanin guzel oldugu zamanlarda kesinlikle tercih edebilirsiniz.
Rixos kalitesinde olduğundan uzun yazmaya gerek yok... Yemekler inanılmaz lezzetli... Kokteyller, şaraplar herşey çok başarılı... Servis şahane... Gün içinde sonunda her zaman uğranabilecek bir yer...
Ortam bence çok güzeldi, sadece yemekler bu fiyatı hak etmiyordu 199 tlye çok daha iyi pizzalar yenilebileceğini düşünüyorum ama parayı ortama veriyorsunuz zaten. Çalışanlar çok kibardı sadece daha soft müzikler çalınabilir belki. İstanbulun içinde ama gürültüden uzak bir mekan arıyorsanız öneririm
Harika bir mekan, ortam da güzel ancak servis ile ilgili olarak bizimle ilgilenen garson arkadaşlar biri son derece yetkin ve bilgiliyken diğeri tamamen tersiydi. Peynir tabağı başarılı değil ayrıca fiyatlarda yüksek. Bu arada canlı müziği pek beğendiğini söyleyemem.