Yorumlar
Burmalı Mescit; İstanbul Suriçi Saraçhane Şehzade caddesi üzerindeki park alanı içinde 1546 tarihinde Mısır kadılarından Emin Nurettin Osman Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Orijinal bir kitabesi mevcut olmayan Burmalı Mescit Camii'nin giriş kapısı yanında ise 1540 tarihi işlenmiştir. Ancak 1597 tarihli bir vakfiyede adı geçen caminin tam inşa tarihinin bilinmediğini söyleyebiliriz. Mısır kadılarından Emin Nurettin Osman Efendi tarafından yaptırılan cami, 1546 tarihi İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri'ne de onun adıyla kaydedilmiş ve bu isimle de anılmış. İlk yapıldığı dönemlerde bu semt konakların çok olduğu bir yerdi. Döneminin konut bölgesi idi. Şehzade Camii henüz yapılmamıştı. Dolayısıyla mahallelinin ibadet mekanı da burasıydı. 1911 Mercan Uzunçarşı'da başlayan yangının sonunda bu bölge kül olmuştur. Mescidin etrafındaki konaklar yok olmuştur. Mescit bu yangından az zararla çıksa da cemaatini kaybetmiştir artık. Cumhuriyetten önce zikirler ve ebedi, ilmi sohbetler yapılan bir Nakşi dergahı haline gelir önce 1922'de de vakıflara geçerek kapatılır. 1927 yılında Türkistan Gençler Birliği tarafından konferans salonu haline getirilir. 1928'de çıkan camilerin sayılarını kısıtlayan yönetmelik sonucu ise kaderine büsbütün terk edilir. Öyle ki 1936'da içi moloz dolu dört duvardan ibaret bir harabeden başka bir şey değildir. Bir zaman sonra üzeri çinko bir çatı ile kapatılır, revak sütunlarının aralarına da duvar örülerek marangoz atölyesi yapılır. Böyle kör topal yıllarını geçiren mescit, 1961'de Vakıflar tarafından tamir edilerek yeniden ibadete açılır.
Burmalı Mescid Camii, İstanbul'un Vefa semtinde bulunan camidir. Osmanlı Devleti'nin Mısır kadısı olan Emin Nureddin Osman tarafından, cami girişindeki kitabeye göre 1540 yılında yaptırıldı. Minaresinin yivli görüntüsü nedeniyle "Burmalı" olarak anılmaktadır. Cami 1540 yılında Mısır kadısı Emin Nureddin Osman tarafından yaptırıldı. Cumhuriyetten önce aynı zamanda zikir ve dini sohbetlerin yapıldığı bir Nakşi dergahı idi. Zamanla bakımsız kalan cami bir dönem marangoz atölyesi olarak kullanıldı. 1930'lu yıllarda harap bir durumda olması nedeniyle kullanılmayan cami, 1955 yılında onarılarak yeniden ibadete açıldı. Caminin sol tarafında 1553-1554 yılında ölen Emin Nureddin Osman'ın mezarı bulunmaktadır. 1940'lı yıllarda Atatürk Bulvarı'nın yapımı sırasında maalesef çevresindeki birçok tarihi bina yıkılmasına karşın, Burmalı Mescid Camii yıkılmamıştır. Çevresindeki yapıların yıkılması nedeniyle cami günümüzde Saraçhane gezi parkı içinde ağaçlar arasında tek bir yapı olarak kalmıştır.
Çocukluğumun geçtiği cami.. Bir zamanlar rahmeti babamın görev yaptığı cami. 1974-2004 yıllarında belki hiç izin kullanmadan görev yapmıştır. Bizimde annem ve kardeşimle 2006 yılına kadar şu an artık olmayan derme çatma lojmanımızın olduğu ömrümüzün en güzel yıllarının geçtiği yüzlerce hatıramızın biriktiği mekan. Cami, park bu çevre her zaman bizim için özeldir.
İsmini mimarisindeki burma şeklinde devam eden motiflerden alan, Saraçhane parkı içinde bulunan ufak bir cami. Şehzade camiinin gölgesinde kalıyor iyi gözlemci değilseniz görüp es geçmek olası. Namaz vakti kapalı sanırım etrafı tellerle çevrili ve giriş yoktu. Hemen arkasında paylaştığım fotolarda görülen ilginç tarihi kalıntılar mevcut ne olduğunu merak ettim ama camiye ait olmadığı belli. Yan cephesinde yine o dönemden kalma mezar taşları da bulunmakta.
Şehzedebaşı camisi yanında kendi halinde duran Osmanlı camisi. Burmalı minaresi dışında çevresinde tarihin birçok zamanında kullanılan büyük mermer parçalarınıda görebilirsiniz.
Cami 1540 yılında Mısır kadısı Emin Nureddin Osman tarafından yaptırıldı. Cumhuriyetten önce aynı zamanda zikir ve dini sohbetlerin yapıldığı bir Nakşi dergahı idi. Zamanla bakımsız kalan cami bir dönem marangoz atölyesi olarak kullanıldı. 1930'lu yıllarda harap bir durumda olması nedeniyle kullanılmayan cami, 1955 yılında onarılarak yeniden ibadete açıldı.
Parkın yeşilliği ile Şehzade Camiinin heybetli arasında kaybolmuş güzel küçük bir Camii
Minaresinin biçiminden dolayı dikkati çeken ve bu sebeple Burmalı Mescid olarak tanınan mâbed, Şehzade Camii’nin dış avlu duvarının az ilerisinde ve Bozdoğan Kemeri’nin Marmara tarafında bulunmaktadır. Çevresindeki yerleşme bölgesinin istimlâkiyle etrafı tamamen açıldığından bugün İstanbul Belediye Sarayı’nın tam karşısında kalmıştır. Kapısı üstündeki kitâbe yeri boştur. Ayvansarâyî Hüseyin Efendi’nin yazdığına göre Mısır kadılarından Mevlânâ Emin Nûreddin Osman Efendi tarafından yaptırılmıştır.* *Kaynak: İslâm Ansiklopedisi
"Cumhuriyet devrinde “Türkiye Cumhuriyeti Dahilindeki Cevâmi ve Mesâcidin Tasnifi ve Kadrolarının Tesbiti Hakkındaki 8 Kânunusâni 1928 tarih ve 6061 numaralı Tâlimatnâmeyi Muaddil Tâlimatnâme” başlığı ile çıkan camilerin sayılarını kısıtlayan yönetmeliğe uyularak Burmalı Mescid Şehzade Camii’ne yakınlığı dolayısıyla kadro dışı bırakılınca harap olup yıkılmaya terkedilmiştir. Nitekim 1936’da mescid, içi moloz dolu dört duvardan ibaret bir harabe halinde idi. Ayrıca şehir imar planında Bozdoğan Kemeri altından geçen Atatürk bulvarının önce buradan geçmesi ve mescidin yıktırılması da düşünülmüştür. Sonra bu projeden vazgeçilince Burmalı Mescid’in üzeri çinko bir çatı ile kapatılıp revak sütunlarının araları duvar örülerek marangoz atölyesi halinde kiraya verilmiştir. Burmalı Mescid’in sanat değerinin nihayet takdir edilmesi üzerine 1961’de Vakıflar tarafından tamirine başlanmıştır. Çalışmaları yüksek mimar Cahide Tamer yürütmüş ve mescid ihya edilmiştir. Bugün iyi durumda ve namaza açıktır. Ancak etrafı yakın yıllarda tanzim edilen parkın ağaçlarıyla kapandığından görünmez haldedir." TDV Ansiklopedisi
Vakit aralarında camiilerin kapatılmasına karşı olan biri olarak bu camiinin avludan itibaren kilitlenmesini asla anlayamıyorum. Sabah namazından sonra öğlen namazına kadar dikenli teller ile dış avlusundan itibaren kilitli olan bu camiide illa ki namaz kılmak isterseniz en uygun yer dış kapısının sağ tarafında bulunan duvar üstüdür. Minaresinin burmalı olması sebebiyle diğer camiilerden farklı, güzel bir camiidir.